1 Sene ne kadar çabuk geçti
Sevgili Dostlar,
21 Şubat 2016’da yeni ailemin yanına geleli 1 yıl oldu.
Bu 1 sene o kadar güzeldi ki mama kabımı bitirmek kadar çabuk geçti. Evime
gelene kadar yaşadığım onca sıkıntı ve acılardan sonra bu senenin güzelliğini
nasıl anlatırım bilemiyorum.
Bir kere sahiplerim çok güzel ve iyi insanlar. Beni mutlu
etmek ve huzurlu olmam için ellerinden geleni yapıyorlar. Benimle yerlerde
yuvarlanıyorlar, sarılıyorlar, sürekli göbüşümü okşuyorlar. Hatta bazen
şımarıyorum, mamamı ellerinden yiyorum.
Yemek düzenim gayet iyi. Suyum hep
taze. Hele son aldıkları mama çok süper. Tuvalet düzenim de sorunsuz. En son
geçen sene tatil dönüşü yıkandım, ağustos ayında, ama beni sürekli taradıkları
için, tüylerim tertemiz, yumuş yumuş ve mis gibi kokuyor.
Yemek yemek ve oyun oynamak dışında en sevdiği aktivite
bana hazırladıkları dinlenme köşeleri. Tüm evde rahat gezebiliyorum. Girmem
yasak bir oda yok, ama ben yine yatak odalarına girmiyorum, mutfakta da çok
ısrar ederlerse, sahiplerim orada otururken yanlarında yatıyorum.
En keyifli yer, artık bana ait olan ikili kanepe. Kafamı
koyacak yastık koydular. Kanepe binlerlerini de sırtımı dayayabilecek şekilde
düzenlediler. Oraya kıvrılıp uyumak çok güzel. Üstümü de örtüyorlar ki,
kendimden geçiyorum.
İkinci köşem oyun alanımızın oradaki yatağım. Yumuşacık
ve pof pof bir yatak. Eskiden daha rahat sığıyordum ama olsun yine de çok
seviyorum o minderde yatmayı.
Üçüncü köşem ise üst katta. Sahiplerim oturma
odasında 4-5 minderi yanyana dizmişler ve üstünü battaniyeyle örtmüşler. Yerde
kocaman bir yatağım var.
En sinirlendiğim şey ise dışardan gelen arkadaşlarımın
havlama sesleri. Hatta bazen bizim evin önüne geliyorlar nispet yapar gibi 4-5
tanesi. İşte o zaman çıldırıyorum. Havlamamaya çalışsam da kendimi tutamıyorum.
Arabaya biraz alıştım ama yine de çok bayılmıyorum
binmeye. İlla binmem gerekiyorsa da oflaya poflaya biniyorum.
Sahiplerimin arkadaşları da çok ciciler. Bazen onlar
geliyor bize, bazen biz gidiyoruz onlara. Beni seviyorlar ben de mutlu oluyorum
onları görünce.
Yemek dışında zaafım ise oyuncaklara. Bana yeni oyuncak
geldiğinde, hele ki peluş oyuncaksa çıldırıyorum. Ağzımdan düşürmüyorum onu,
nereye gitsem yanımda götürmek istiyorum. Sonra da içini boşaltmak büyük bir keyif :))))
Geldiğim günden beri oyuncak olmayan ama en sevdiğim eşya ise annemin terliği, hihihihi. Onunla oynamayı da çok seviyorum. Zaten artık terlik olarak kullanılmıyor, o da benim oyuncaklarımın arasında yerini aldı. Yaşasın :)
İşte böyle geçti 1 yılım. Huzurlu ve mutlu, sıcak yuvamda
sevdiğim sahiplerimle.
Ah keşke tüm arkadaşlarım benim kadar şanslı olsa. Köpek
Tanrısına yalvarıyorum. Ne olur arkadaşlarım acı çekmesin, ne olur onlar da
mutlu bir yuva bulsunlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder