İlk Pati...

Sevgili Dost İnsanlar,
 
Benim adım Çakıl. En azından 21 Şubat 2015 cumartesi gününden itibaren bana bu isimle seslenmeye başladılar. Bunu idrak etmek 1 hafta 10 gün sürdü sanırım. Çünkü önceden beni "Şeker" diye çağırıyorlardı. Kimlik Defterime bakılırsa ben 6 Haziran 2014 tarihinde doğmuşum. Sanırım tam tarih bilinmiyor. Sokakta doğdum. Şanslıyım ki bahar aylarıymış, gecem gündüzüm sokaklarda geçtiği için kış ayları zorlu geçerdi sanırım. Emin değilim ama 3-4 ay gibi bir süre sokaklarda yaşamışım. Zor bir dönemdi. Annemi hayal meyal hatırlıyorum. Babamı ise hiç tanımadım. O hayat mücadelesinde muhtemelen kardeşlerim de vardı. Kimbilir şimdi neredeler ve ne yapıyorlar. Dilerim benim gibi şanslıdır onlar da... Kanımda Border Collie kanı var. Tipimden de anlaşılacağı gibi Collie'lik ağır basmış. Koşmayı, hoplayıp zıplamayı da pek severim. Ama safkan olmadığım için ve kimbilir hangi ırkla karıştığım için biraz uyuşukluk da yok değil hani. Bu bir bakıma da iyi olmuş, nerede bulacağım yoksa ben güdecek koyun sürülerini? Hoş etrafta epey sığır var ama onlar da laftan anlamaz...
 
4 aylıkken Kadıköy/Ataşehir barınağı evim oldu. Orada beni muayene ettiler, ilaçlar verdiler. Kuduz aşısı yaptılar ve kısırlaştırdılar. Maalesef annelik yaşayamayacağım. Çocuklarım olsun isterdim her dişi köpek gibi. Onları koklamak, yalamak ve emzirmek isterdim, büyükdüklerini görmek, etrafımda hoplamalarını, yaramazlık yapmalarını görmek isterdim. Ama sokak köpeklerinin artmaması için ve maalesef kötü amaçlı köpek ticaretinin de önüne geçmek için kısırlaştırma ameliyatı mecburiymiş. Yaşımı barınaktaki bana bakan hayvan dostları belirlemiş. 1-2 metre karelik odam vardı. Bazen yalnızdım bazen başka köpeklerle paylaştım bu kafesi. Birkaç hafta geçmişti sanırım, birileri geldi bana baktı ve ne olduğunu anlamadan bir arabada buldum kendimi. Beni seviyorlardı ve yemek veriyorlardı. Sıcak bir yuvaydı. Ama yerimi idrak edemeden, 2 hafta sonra beni barınağa geri bıraktılar. Ne yaptım onlara anlamadım. Neden bıraktılar acaba beni? Üzüldüm tabii. İlk defa bir eve girmiştim ve o 2 hafta o ana kadar yaşadığım en güzel zamanlardı.



Geri döndüğümde anladım ki barınaktaki arkadaşlarımı  özlemişim.  Hele yan kafesteki "Salça". O da beni görünce çok sevindi. Onunla oynamayı çok seviyordum.
 
Birkaç hafta sonra bir adam geldi. Beni çok sevdi. Ve yine arabada buldum kendimi. Çok ilgileniyordu benimle, seviyordu çok. Haftalar aylar geçti.. Çok mutluydum. Ama bir gün başka bir adam geldi eve. Beni sahiplenen adamın oğluymuş sanırım. Evde köpek istemediğini söylemiş. Ve yeni gelen adama ne kadar cici ve uysal olduğumu gösteremeden kendimi barınakta buldum yine. Çok mutsuzdum. Yemeden içmeden kesildim. Kış da gelmişti. Hava çok soğuktu. Barınaktaki arkadaşlarım ve insanlar beni seviyorlardı ama ben hayata küsmüştüm. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum. Kış geceleri birbirmize sokulup uyumaya, ısınmaya çalışırdık. Ama moralsizliğin ve soğuğun verdiği güçsüzlük yüzünden çok kötü üşüttüm. Ciğerlerim yanıyordu. Öksürmekten bitkin düşmüştüm. Barınaktaki doktorlar büyük bir mücadeleyle beni iyileştirdiler. Dediklerine göre ölümden dönmüşüm.
 
21 Şubat 2015, cumartesi günü... Upuzun bir adamla bir kadın elele yanaştılar bizim kafeslere. Yanlarında çok sevdiğim Barınak Gönüllülerinden Figen abla da vardı. Bir bana bakıyorlardı, bir de Salça'ya. 5-10 dakika kaldılar yanımızda, konuşuyorlardı aralarında ama anlamıyordum dediklerini. Sonra uzaklaştılar. Boşuna ümitlenme dedim kendi kendime. 2 kere gittin, geri geldin. Çirkinsin, sevmiyorlar işte seni... Sonra yine Figen ablayla geldiler. Daha heyecanlı görünüyorlardı. Gülümsemeleri hala gözümün önünde. O kadar güzel enerjileri vardı ki. Ne güzel olurdu beni alsalar gitsek beraber dedim kendi kendime. Sonra birden Figen abla bizim kafesi açtı, diğer köpeklerin dışarı çıkmasını engelleyerek bana yaklaştı ve tasmayı taktı. Sonra ne mi oldu? Hala şaşkınım, hala inanamıyorum.... Ama artık evimdeyim. Herşey çok güzel ve çok mutluyum. Beni sevdiklerini biliyorum ama dilerim barınağa geri dönmem, ve dilerim oradaki arkadaşlarım da benim kadar şanslı olur...
 



2 yorum:

  1. Güzel Çakıl'ım iyi ki seni daha önceden heveslendiren o kalpsizler seni barınağa geri vermişler. Sebebi buymuş işte : Sıcacık bir yuva, işteyken "Ben Çaklı'ı özledim" diyen bir anne ve seni çok seven bir baba...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Çakıl, Rahmetli'nin de dediği gibi, "yolu sevgiden geçen" iki guzel insan her köpeğin şansı olsa sokakta köpek ve kedi mi kalır! Rahat ol, sahiplerin son sahiplerin! Sana ve sahiplerine selam olsun!

    YanıtlaSil